top of page
  • Black Instagram Icon

Nisanı Beklerken 

Bölüm 11

Market sahibi Nuri sanki onları bekliyormuş gibi, kasanın yanında duruyordu. Yorgancı Mustafa’nın böylesine güzel bir kadınla dükkana geldiğini gördükten bu yana onların sokaktaki konuşmalarını vitrinin arkasından izliyordu. Mustafa’nın dükkana girdiğinde sağa sola bakındığını görünce;

- Hoş geldin Mustafa, beni mi aradın?

- Ooo hoş bulduk Nuri Abi, seni aradım ya..

- Hayırdır gel buyur, buyrun hanımefendi,

- Nuri Abi, tanıştırayım hemen. Bu hanım kızımız Ayşe, benim köyden bir yakınım. Artık burada yaşayacak kendisi.

- Hoşgelmişsiniz Ayşe Hanım, burası çok mazbut bir mahalledir çok seversiniz mahallemizi.

- Evet çok sevdim zaten, herkes çok yardımsever, di mi Mustafa Abi?

- Tabi tabi, herkes yardımsever.  Nuri Abi senden bir istirhamımız olacak, bizim kız çalışmak istiyormuş. Ben engel olamadım çalışmasına ille de işe koy beni işe koy beni dedi. Benim de aklıma senden başka güvenilir bir yer gelmedi. Ne dersin Ayşe burada kasada çalışsa olur mu?

- Aslında biz de kasanın sayısını çoğaltmayı düşünüyorduk nice zamandır. İyi düşünmüşsünüz. Ben de 1-2 eleman daha alacaktım. Hatta kimi bulacağız diye düşünüyordum. Tam zamanında geldiniz.

- Mustafa Abim akıllıdır benim, hep pratik çözümler bulur dedi Ayşe cilveli bir şekilde.

Mustafa sert bir bakış fırlatarak Ayşe’nin susmasını sağladı. Market sahibi Nuri’nin bu kadar hazır işinin olmasına aslında sevinmişti. Nuri’nin de her erkek gibi Ayşe’yi beğendiği, kadını baştan aşağıya süzen halinden belli oluyordu. Ayşe’nin ise bu durumdan rahatsız olduğu söylenemezdi. Mustafa sadece,  yeni bir olay olmadan Ayşe’nin işe yerleşmesini ve Şükran ile iletişiminin azalmasını, konuların açılmamasını organize edeceği anları oluşturması gerekiyordu. Ayşe’nin yıllar sonra bu kadar değişmesine, düşündüğünden de sert bir kadın olmasına ayrıca bunu şimdiye kadar hiç anlamamış olmasına kendi kendine içerlemişti. Bıraktığı toy kızın yerinde yeller esiyordu. Artık kendisini masum ve saf göstererek istediğini almaya çalışan bir kadın yerine,  tam bir cevval cabbar kadın vardı karşısında. Mustafa bunları düşünürken Nuri ile Ayşe kikirdemeye başlamışlardı bile. İki saniye yalnız bırakmaya gelmemişti.  Nuri gülerek;

- Ne zaman başlayabilirsiniz Ayşe Hanım?

- Bilmem Mustafa Abime sorayım, o ne zaman derse.

- Mustafa, ne zaman gelebilir Ayşe Hanım dükkana?

- Ne zaman mı oldu şimdi yani bu iş, parayı falan hiç konuşmadık.

- Para kolay Mustafa, burada benden daha iyi maaş veren başka yer mi var? Merak etme üzmeyiz  Ayşe Hanım’ı.

-Yok abi üzmezsin de ne bilim çok ani oldu. Şartları vs.hiç konuşamadık. Ne bilim yemek parası verecek misin, kaç saat çalışacak izin günü ne?

- Hepsini hallederiz siz oldu deyin ben en güzelini yapacağım bu güzel hanımefendiye diyerek ağız dolusu gülünce Mustafa durumdan işkillendi. Ama yapacak bir şeyi yoktu. Ayşe’nin işe girmesi herkes için hayırlı olacaktı. Daha fazla beklemesine gerek olmadan,

- Tamam Nuri Abi, kabul ediyoruz. O zaman Ayşe ne zaman isterse o zaman başlasın diyelim.

- Şimdi başlayayım ben o zaman.

- Nasıl hemen mi? diye sordu Mustafa. Bunu hiç beklemiyordu.

- Aslında iyi fikir dedi Nuri. Hem ürünleri tanıtırız işi anlatırız biraz da kızların yanında durur yeni kasalar açılana kadar işi biraz öğrenmiş olur.

- Tamam anlaştık, ben kalayım o zaman Mustafa abi, hadi sana güle güle,

deyince Mustafa pek bir bozuldu. Bunu beklemediği her halinden belli idi. Dönüş yolunda yalnız kalıp Ayşe ile kalan konuları konuşmayı planlamıştı oysa. Ancak Ayşe yine ondan akıllı hareket edip yalnız kalmamanın bir yolunu bulmuştu. Bu durumda onları markette bırakıp dükkanına tek başına dönecekti.

- Tamam o zaman ben kaçıyorum, size hayırlı işler.

- Sağol Mustafa abim sana da hayırlı işler.

- Sağol Mustafa iyi oldu Ayşe Hanım’ı bize getirdiğin çok güzel işler yapacağız kendisi ile.

- Eyvallah,

dedi Mustafa ve marketten ayrıldı. Yine düşüncelerine dalmış bir halde dükkana doğru yürüyordu. Aslında Ayşe’yi işe sokmakla iyi bir şey mi yapmıştı. Amacı Şükran ile onları pek bir arada tutmamaktı. Aslında Ayşe niyetini açıklamıştı maksadı Hüseyin’in Mustafa’nın himayesinde olmasını sağlamaktı. Bunu da bir şekilde Metin’lerin atölyeye yerleştirerek sağlamıştı. Ancak Ayşe bundan daha fazlasını istiyor ve bunun için de her şeyi yapmaya dünden razı idi. Baksana kendisini işe bile yerleştirmiş ve buraya kök salmaya karar vermişti. Mustafa yıllardır süren sakin hayatını nasıl toparlayacaktı hiç bilemiyordu. Düşüncelerinden bu sefer de Huriye Teyze’nin sesi ile böldü;

- Evladım, ne oldu Ayşe’nin işi oldu mu? Aldı mı Nuri Bey evladım onu markete kasiyer olarak?

- Pes artık Huriye Teyze nereden de duyuyorsunuz bunları ya… daha 20 dakika  geçmedi konunun üzerinden.

- Ee ne yapalım evladım, bizde böyle, başka işimiz yok ki…

- Tamam anlıyorum da daha yer gök duymadan siz nasıl duyuyorsunuz?

- Boş ver sen şimdi bizi, oldu mu bari işi?

- Oldu oldu başladı, çalışıyor hatta bugün.

- Ohh hadi bakalım gözünüz aydın. İşe girmese bir de sen mi bakacaktın onlara? Olmazdı… Şükran’a günah…

- Ya niye bakayım herkes çalışıp kendi parasını kazanıyor işte, bana ihtiyaçları yok diyerek uzaklaşmaya çalıştı. Huriye teyze hala arkasından sesleniyordu,

- Kumriye ile Şükran’a geleceğiz oturmaya, ona göre, o zaman daha detaylı konuşuruz…

diyerek sesini uzaklaşan Mustafa’ya duyurmaya çalışıyordu. Mustafa arkasına bile bakmadan elini sallayarak uzaklaştı. Bu mahallenin en kötü tarafı da bu iki yaşlı kadın diye düşünerek yoluna devam etti.

On Birinci Bölümün Sonu

© 2018 by Arkası Yarın

bottom of page