top of page
  • Black Instagram Icon

Nisanı Beklerken 

Bölüm 2

 

Dışarıdan gelen sesler yüzünden Yorgancı Mustafa ve eşi Şükran Hanım birbirlerine baktılar. Sabahın bu erken saatinde bu bağıran kadın sesi de ne idi? Feryat figan bir sesleniş ile

 -Mustafa Abi, Mustafa Abi… Huuuu yorgancı Mustafa… Kimse yok mu? diye bağırılıyordu. Mustafa çayını masanın üzerine hızlıca bıraktığı gibi cama fırladı. Sokakta çok güzel bir kadın ve genç bir çocuk kendilerine bakmakta ve el sallamakta idi. Mustafa kadını ve çocuğu tanıdı. Aynı anda pencereye gelen Şükran’da bir kadına bir de kocası Mustafa’ya bakarak olayı anlamaya çalışıyordu. Kadın yüksek sesle

 -Hele açsana kapıyı Mustafa Abi, ne bakarsın biz geldik işte dedi.

Mustafa da tam kapıya doğru ilerlerken Şükran ile göz göze geldi. Ne diyeceğini bilemedi,  Şükran’ın açıklama beklediği çok belli idi.

 -Kim bunlar Mustafa?

 -Ay kim olacak hani anlatmıştım ya köyde Nigar Hala’nın uzak akrabası var diye, hani akli dengesi çok yerinde olmayan kızları, o işte.

 -İyi de bize ne, neden bize geldiler, seni tanıyor ve evi de biliyor baksana.

 -Bilmiyorum hanım hele bir gelsin anlarız derdini.

 -Sen anlayana kadar kadın mahalleyi tepemize yıktı baksana.

 -Öyle deme saftır o kız ondan öyle yaptı, yoksa bilmez ne yaptığını, dediği sırada Ayşe ile Hüseyin karşılarında belirdi. Ayşe hemen Mustafa Abisinin boynuna sarıldı

 -Abim abim Mustafa Abim ne iyisin sen, ne iyi adamsın… Hüseyin öp bakayım Mustafa Abi’nin elini, çabuk, diyerek oğlunu azarladı.

 -Mustafa Abi iyi ki varsın yoksa ben ne yapardım?

 -Ne oldu Ayşe böyle,  neler oluyor, hele bir gir bir soluklan bakalım, anlat hangi rüzgar attı seni buraya?

 -Hangi rüzgar olacak Mustafa Abi konuştuk ya seninle telefonda hani… dedin ya gel bizde kal o zaman, üst katı sana veririm diye.

 -Ne konuşması, ne zaman konuştuk Ayşe, uydurma gözünü seveyim.

 -Yok vallahi, yalan yok bende ne dediysen o. Yenge vallahi Mustafa Abim gel ben sana bakarım dedi de ben de kalktım ta köyümden buralara kadar geldim. Yoksa elin İstanbul’un da ne işim var, kalırdım köyümde.

 -Ne oluyor burada Mustafa, biri de bana her şeyi anlatsın, diye bağırdı Şükran.

 -Ben anlatayım yenge, şimdi benim adam 2 ay önce sizlere ömür, ben de ne yaptım, parasız pulsuz kalınca Mustafa Abimi aradım o da sağolsun gel benim üst kat boş kalırsın bende dedi,

 -Ya ne alakası var ben öyle bir şey demedim düşünürüz, haber veririm ben sana, o zaman konuşuruz demedim mi?

 -Ama Mustafa abi üzüyorsun beni, ne demek sonra konuşuruz sonrası mı kaldı bu işin, iki ay geçti üzerinden, gel dedin geldik vallahi…

 -Ayşe ben öyle mi dedim bakarız yine konuşuruz dedim kalk gel demedim.

 -Ne oluyor ya biri bana açıklasın kim nerede kalıyor, kim kimin neyi oluyor, bu kadınla bu çocuk kim? nereden geldiler?

 -Dur Şükran sinirlenme hemen, ben sana her şeyi anlatacağım bir otur önce…

 -Tamam oturdum hadi anlat

 -Şimdi bu kadın Ayşe bu da oğlu Hüseyin. Ayşe de bizim köyden Nigar Hala’nın uzaktan bir akrabası. Ya niye anlamak istemiyorsun kadının kocası ölüyor ona da kimse yardım etmeyince ben yardım edeyim diye Nigar Hala rica da bulunuyor nasıl kırayım şimdi Nigar Hala’yı.  Olur mu hiç öyle bir şey bize yakışmaz dul bir kadını bu halde dışarda bırakmak. O yüzden yardım edeyim dedim. İdare et ne olur kadını şimdi gönderemeyiz çok ayıp olur köyde adımız çıkar vallahi Mustafa Ayşe’ye yardım etmemiş geri göndermiş diye. Aman gözünü seveyim ses etme. Biraz kalırlar üst katta,oğlu Hüseyin işe girince de kendi evlerine geçerler merak etme.

 -Mustafa sen bir haltlar karıştırıyorsun ama hadi dur bakalım, muhakkak bir açıklaması çıkar elbet. Ben de o zaman sana bunun hesabını bir bir sorarım.

 -Sor Şükran sor canım benim. İnan olsun başka bir şey yok. Hepsi bu. Bu deli kadın sadece dur bakalım dememe rağmen atlayıp gelmiş baksana elinde valizi bile yok öyle çıkıp gelmiş. Düşün yani, demesine ramak kalmadan sokaktan bu sefer de korna sesi duyulmaya başladı ve herkes cama koştu acaba bu sefer ne oldu diye?

Bu sefer sokakta üzerinde eşyalarla dolu bir kamyonet park etmeye çalışıyordu. Demek Ayşe hiç de öyle valizsiz şekilde gelmemişti. Bayağı evi barkı toplayıp gelmişti. Kamyoncu

 -Abla burası mı, indirelim mi eşyaları?

 -İndir ablam indir, burası, bunun üst katı, gel ben kapıyı açıyorum dedi. Mustafa Abi, hangisi kapıyı acıyor bu düğmelerin ya da dur boşver, Hüseyin in evladım sen aşağıya hem kapıyı aç hem de eşyalara yardım et e mi evladım dedi ve çocuğu sokağa yolladı.

O sırada Şükran ve Mustafa şaşkınlıkla olan biteni izliyordu. Mustafa hayatında bundan daha zor bir gün yaşamamıştı. Şimdi bu işten nasıl sıyrılacaktı. Karısı şimdilik susuyor idi ancak daha sonra susmayacağı kesin idi. Ne açıklasa, ne dese bilemedi. Çok ayıp olmuştu Şükran’a, habersiz böyle bir şey yaptığına çok utandı.Evde ki seslere diğer çocuklarda uyanmıştı. Büyük oğlu Metin işte olduğundan küçük oğlu Çetin ve evin küçük kızı Eser’de uyanıp koşarak salona gelmişti. Anne ve babasından bir şeylerin yolunda gitmediğini anladılar. Sokak kapısı açık, evlerin de de yabancı bir kadın vardı. Apartmanın merdivenlerinde de bir hareketlenmeler vardı. Küçük kız korkup gidip annesine sarıldı. Çetin;

 -Ne oluyor baba, bir şey mi oldu kim bu kadın?

 -Sana ne lan, sana açıklama mı yapacağım, kimse kim diye çıkıştı babası Çetin’e. Çetin böyle sert bir cevap beklemiyordu, ancak Mustafa’nın öfkesini bastırması mümkün olmamıştı.

 -Ne bağırıyorsun sorduk ya… iyi bari onu da mı sormayalım?

 -Sormayacaksın, baban var burada o halleder, sen sus dur bir köşede.

 -Allah allah niyeymiş o

 -Öyle, istersen karış, babanızım ben sizin ben ne dersem o… yaptıklarımın hesabını sana verecek değilim

 -Yine de açıklamak zorundasın bende anneme sorarım. Anne ne oluyor kim bu kadın apartmanda neler oluyor?

 -Baban, köyden bir akrabasına gelip bizde kalabilirsiniz demiş. Onlar da gelmiş, bu kadın ile oğlu şimdi üst kata yerleşiyorlar. Anlayacağın artık kalabalık bir aileyiz…

 -Ne demekmiş o ya olmaz öyle şey içimize hiç tanımadığımız birilerini niye alalım, abim biliyor mu bu durumu?

 -Öyle deme, babanın kesin talimatı burada kalacaklar, bende anlamadım ama şimdilik susacağız.

 -Ben susmam konuşurum abimle, abim yakar ortalığı vallahi, anlarız o zaman ne olup ne bittiğini.

Tam o sırada merdivende Hüseyin ve şoför eşyaları yukarı taşımaya başlamışlardı. Mustafa ne yapacağını bilmeden evde resmen volta atıyordu. Ayşe de evde ki kahvaltı masasına oturmuş ufak ufak atıştırmaya başlamıştı. Hali ve tavrı o kadar rahattı ki insanlar sinir olsa bile bir süre sonra izledikleri sahneye ilgileri ve beğenileri artıyordu çünkü Ayşe hem çok doğal bir o kadar da güzel bir kadındı ve tam izlenilesi bir havası vardı.

 -Mustafa Abi, ben başladım yiyorum, sizi de yemekten ettim hadi gelin oturun da birlikte yiyelim, Hüseyin’de işini bitirince gelir yer, olur mu?

 -Ya ne yemeği Allah aşkına ne yapıyorsun kızım sen ya, diye çıkıştı Mustafa.

 -Ne demek ne yapıyorum, anlaştık ya işte, eşyalar taşınıyor artık, artık bizde ailedeniz, siz de yarın bize kahvaltıya gelirsiniz ödeşiriz, Allah Allah.

 -Ya ne ödeşmesi ne kahvaltısı kızım sen kafayı mı yedin… biz daha olan biteni sindiremedik içimize, sende ki bu rahatlık ne ya… nereden geliyor anlamıyorum ki!

 -Nereden gelecek Mustafa abi,  senin adam gibi adam olmandan geliyor.  

 -Allah allah… O nasıl sözler öyle ya Ayşe kızım? dedi Mustafa. Ancak o sırada masaya tutunarak zor ayakta duran Şükran kendisini kötü hissetmeye başlamıştı ve bağırarak,

 -Mustafa bir şey yap, bu kadını gözüm görmesin, bu ne ya… Hem evime yerleşti hem masama kuruldu hem de asabımı yerinden oynattı. Uğraşamayacağım daha fazla, biri bu kadını buradan götürsün dedi ve sandalyesinden kalkmaya çalışırken gözleri karardı ve düşmek üzere olan annesini Çetin son anda yakaladı.

 

İkinci Bölümün Sonu

© 2018 by Arkası Yarın

bottom of page