top of page
  • Black Instagram Icon

Nisanı Beklerken 

Bölüm 9

Mustafa ile Ayşe birlikte markete doğru yola çıkmışlardı. Market kapısına gelene kadar fazla konuşmadılar. Mustafa geçmiş günlerin sıkıntısını, Ayşe ise gelecek günlerin endişesini yaşıyordu. İkisi de artık çıkmaz bir yola girmişlerdi.

Mustafa o an hatıralarındaki günlere gitti. Ayşe ile ilk karşılaşmalarını ve yaşadıklarını hatırladı. Askerlik yapmak için gittiği yerin civar köylerinden birinde yaşıyordu Ayşe. Bugün ki gibi çok havalı ve çok güzeldi. Civar köyler dahil tüm genç erkekler onun peşinde idi. Mustafa da ufaktan Ayşe’yi etkilemeye çalışıyor İstanbul’dan getirdiği hediyeler ile onu kandırmaya çalışıyordu. Sonunda Ayşe’yi etkilemiş ve birlikte olmanın bir yolunu bulmuştu. Alınan hediyelere, verilen sözlere tarafsız kalamayan Ayşe sonunda Mustafa’nın olmuştu. Mustafa askerliğini yaptığı süre içerisinde izin günlerini hep Ayşe ile birlikte geçiriyor, Ayşe ne isterse onu yapıyor idi. Sonuçta herkesin beraber olmak istediği kadını herkesten önce elde etmiş olmanın verdiği rahatlıkla hareket ediyordu. Ayşe köyde abisi Şenol ile yaşıyordu. Anne ve babaları öldükten sonra tüm yük Ayşe’ye kalmıştı. Keza Şenol hiçbir işin ucundan tutmuyor her şeyi Ayşe’ye bırakıyordu. Ayşe’de bazı küçük işlerde çalışıp para kazanarak hem abisine bakmaya devam ediyor, hem de kendisini geçindirmeye çalışıyordu. Bu durumda Mustafa, Ayşe için iyi bir seçenekti. Onunla birlikte askerlik sonrasında İstanbul’a gidebilirdi. Zaten tek hayali de İstanbul’a gitmek değil miydi? Ancak Ayşe’nin Mustafa’dan hamile kalması bütün bu hayalleri alt üst etmişti.

Ayşe hamile olduğunu Mustafa’ya söylediğinde Mustafa o sırada İstanbul’da bir nişanlısının olduğunu  ve bunu Ayşe’ye söyleme gereğini bile duymadığını hatırladı. Artık işler sarpa sarmıştı ve artık Ayşe’ye Şükran’ı söylemesi gerekiyordu. Şimdi ne yapacaktı, bu işten akıllıca sıyrılmanın bir yolunu bulmalı idi. Ne yapacağını bilemiyordu. Neden böyle şeyler hep onun başına geliyordu. Sonuçta askerlikte keyifli vakit geçirmeye çalıştığı biri idi Ayşe. Şimdi hamilelik nereden çıkmıştı. Hamileliği sonlandırmak için şehire gidip operasyonu teklif ettiğinde Ayşe artık dayanamayıp her şeyi abisine söyleyeceğini ve kesinlikle bu çocuğu doğuracağını belirterek Mustafa’ya resti çekti.  Ve nitekim Mustafa evliliğe yanaşmayınca Ayşe’de konuyu abisi Şenol’a anlattı.

Şenol köyün delisi kıvamında biri idi.  Bir dediği bir dediğini tutmaz, taş üstünde taş bırakmaz hem agresif hem de geçimsiz adamın tekiydi. Haberi aldığında sinirden hop oturup hop kalktı. Bu çocuk doğacak ve bu evlilik yapılacaktı. Mustafa bu işten kaçamayacağını anlayınca çareyi içinde bulunduğu durumu onlara anlatmakta buldu. Nişanlı olduğunu ve askerlik sonrası herkesin düğün için beklediğini söylemesi bile Şenol’u ikna etmek için yeterli olmamıştı.  Sonunda Şenol’a para teklif etmeye karar verdi. Şenol doğacak çocuğun tüm masraflarını Mustafa karşılar ise bu işe onay vereceğini belirtti. Ayşe’nin bu köyde gayri meşru bir çocuk doğurması imkansız olduğundan başka bir köye yerleşmeye ve abisi Şenol’u da kocası diye tanıtmaya karar verdiler. Bu şekilde çocuk babasız doğmuş gözükmeyecek ve bakımı Mustafa tarafından yüklü paralar gönderilerek sağlanacaktı. Mustafa’da bu şekilde eski özgürlüğüne kavuşacaktı. Sonuçta Şükran onun için vazgeçilmezdi ve evlenmeye söz vermişti. Evet Ayşe’yi de çok beğeniyordu ancak tüm düzenini bozup yeniden yapacak kadar değildi. Bu durumda artık hiç ilgilenmese ve hiç görmese bile bir çocuğu vardı. Şenol ve Ayşe hamileliğin 4.ayında başka bir köye taşındılar. Taşındıkları yerde karı koca süsü vererek yaşadılar ve Ayşe orada Hüseyin’i doğurdu. Mustafa hiç yanlarına gitmeden Şenol’a para göndermeye devam ediyordu. Bu paralar genelde eve süt olarak girmesi gerekirken maalesef alkol olarak giriyordu. Şenol her zaman ki huysuzluğunu çocuktan sonra çok daha fazla arttırmıştı. Hayata karşı olan tüm hıncını nerede ise Hüseyin’den alıyordu. O yüzden Hüseyin iletişimi sıfır biri olarak büyüdü ve öyle kaldı. Şu anda da kimselerle iletişim kuramamasının tek nedeni dayısı Şenol’du. Annesinin tek taraflı gösterdiği sevgi dayısından yediği dayakları maalesef telafi etmiyordu.  O yüzden içine kapanık olmaya, insanlardan korkmaya, büyümüş olsa bile devam ediyordu. Şimdiki halini gördüğünde de Mustafa’nın ona gerçekten oğluymuş gibi sarılamamasının bir nedeni de bu idi. Koca adam olmasına rağmen Hüseyin o ürkekliğini ve çekingenliğini üzerinden atamamıştı. Şehir hayatı Hüseyin için daha da zor olacaktı.

Yıllar böyle sürerken Mustafa sadece para göndererek kendince vicdanını temizlediğini düşündüğü noktada, Şenol aniden vefat etti ve işler yine değişti. Artık Mustafa’nın kaçacak bir yeri kalmamıştı. Yıllarca bu yalanı saklamayı başarmıştı ama artık yalanı ortaya çıkacaktı. Bunu daha fazla saklayamayacağını biliyordu. Ayşe,  Mustafa’yı arayıp oyunun sonuna geldiğini söylediğinde artık o kaçınılmaz noktaya geldiklerini anladı. Artık Mustafa yeni bir plan yapmalı, Şükran’ı ve ailesini bu durumdan korumalıydı. Yoksa Ayşe her şeyi Şükran’a anlatacaktı ve yılların intikamını alacaktı. Buna engel olması lazımdı. Şimdiye kadar nasıl sürdü ise bu sır yine aynı şekilde devam etmeliydi.  Ancak bunu nasıl yöneteceğini bilmiyordu. Ayşe onunla telefonla konuştuktan sonra geleceğini söylemişti ancak Mustafa buna hiçbir zaman inanmamıştı ta ki kapısında Ayşe’yi ve oğlu Hüseyin’i görene kadar. Şimdi ise olayları çok iyi yönetmesi gerekiyordu, yapılacaklarını tek tek planlamalı ve Ayşe’nin bir şeyleri açıklamasına izin vermemeliydi. Bir şekilde yalana devam edeceklerdi. Mustafa onun abisi olmaya devam edecek idi.

 

Bunları düşünürken marketin kapısına geldiklerini fark edememişti. Ta ki Ayşe ona

 - Mustafa…  Mustafa … Geldik… diyene kadar.

Mustafa daldığı hatıralarından bir anda bu sesleniş ile kendine geldi. Ayşe yine yapmıştı yapacağını ve nerede ise marketteki müşterilerin duyacağı şekilde ona “abi” demeden seslenmişti. Ne yapmaya çalışıyordu bu kadın?

 

Dokuzuncu Bölümün Sonu

© 2018 by Arkası Yarın

bottom of page